Pillerin İsyan Tasarımı

Categories Genel, YazılarPosted on

Evren Barış Yavuz

Bütün dünya aslında farklı dillerle, farklı ÅŸarkılarla, farklı mücadele yollarıyla aynı çeteyle mücadele ediyor. Emekçi insanlık, bütün yeryüzünün bütün kaynaklarını, üretilen bütün deÄŸerleri, bilimin – teknolojinin ve doÄŸanın bütün nimetlerini kendi tekeline almış bir çeteyle mücadele ediyor. Bu çete kimi yerde dinsel formlar alıyor, kimi yerde milliyetçilik giyinmiÅŸ, kimi yerde ise liberalizmden söz ediyor. 

Gazete sayfalarında, haber ekranlarında, sosyal medya aÄŸlarında dolaÅŸan haberlerde aynı büyük çaÄŸrıyı duyuyoruz. Çünkü neo-liberal sömürgecilik yeryüzünü kıyasıya sömürüp, geriye kavrulmuÅŸ toprak, yanmış ormanlar, çürümüş denizler ve kabuklaÅŸmış insanlar bırakıyor. Çünkü neo-liberal sömürgecilik dünyayı demokrasi maskesiyle sömüremediÄŸi yerde, sahici yüzünü giyiniyor. Kurallar, hukuklar hemen ortadan kalkıyor, kolluk baskısı, tutuklamalar, sansür ve kısıtlama rejimi devreye giriyor. Çünkü neo-liberal sömürgeciliÄŸin dünyaya önereceÄŸi yeni bir yaÅŸam yok. Onun aklı olan modern anlatı ise toplama kampları, mülteci botları ve kanserojen yiyecekler ile son buldu. 

Katalonya siyasi baskılara karşı sokaktaydı, Lübnan zamlara ve haksız vergilere karşı isyan etti. Åžili yoksulluÄŸa, hayat pahalılığına karşı sokaktaydı… Dünya üzerinde neo-liberal sömürgecilik halklara baskı ve yoksulluk, savaÅŸ ve yıkımdan baÅŸla bir yer vermiyor, dünya yeni bir yol arıyor. Yol arıyor dünya…

BaÅŸka bir yol vardı, vardır…diyenlerin ise fiyakası bozuk bu aralar. Herkes aslında bir çeÅŸit komünizm özlüyor ama adını koymak istemiyor. Çünkü emekçi insanlık sömürüyü anladı, kabul etti, teÅŸhis etti ama sömürüsüz bir dünyayı tasavvur edemiyor. Yanlış deneyimler kırdı bu hayalin hevesini, oluÅŸan deÄŸerli nüveler faÅŸist zorbalıkla ezildi. Bundan olacak, bir umuttan çok bir çılgınlık çağındayız. Umut ve devrim çaÄŸrı biraz geride kaldı, çılgınlık ve aşırılık çağının içindeyiz. DoÄŸadan kovuldu kentler, canlı yaÅŸamı seyreldi, insanın kurduÄŸu bütün iyimser cümleler, acımasızca küçümsendi. 

Yeryüzünü bir avuç asalak yönetmesin, ÅŸirketlerin savaşında insanlar ölmesin, gelir adil dağılsın, doÄŸa yaÄŸmalanmasın, dinsel, ırksal zorbalık son bulsun demek marjinallik, mevcut dünyayı kabullenmek rasyonellik oluyor artık. 

Çok tuhaf bir zaman içindeyiz, düşü çalınmış insanlığın. Bir insanın rasyonel deÄŸeri ancak bir pille ölçülebilir ticarileÅŸmiÅŸ bu dünyada. Pil, geceleri ÅŸarj olup sabahın kör vaktinden geceye, geceden sabaha yeniden ve yeniden üretim yataklarına konan, lokantalara, bankalara, fabrikalara, inÅŸaatlara konan piller… Åžarj olsun diye salınan, bu salındığı saatler içinde ancak karnını doyurup, ancak temizlenip, ancak uyuyarak yarı insan yarı makine biçiminde iÅŸ yerlerine akan pil-insanlar… 

Çünkü neo-liberal sömürgecilik budur. Ä°nsanlığın pil yataklarından ÅŸarj yataklarına aktığı süre içinde ona oyuncaklar veren, sosyal medya aÄŸlarını sunan, diziler, futbol maçları, küçük iktidarlar veren, harcama yetisi kadar özgürlük vaat eden sistemin büyük aklıdır. Modern deÄŸildir bu akıl, post-modern deÄŸildir. Bir kültürel mantığı yoktur, bir mantığı da yoktur, sürdürülebilir bir iktidar ister, sürdürülebilir bir sonsuz iktidar. 

Bunca kıyımın için, gündelik hale gelen ÅŸiddetin gösteri içinde alınan vitamin hapları, uyku hapları, anksiyete gidericiler, enerji topları, cinsel saÄŸlık destekleri, bağırsak düzenleyiciler. Uygarlık denen ÅŸeyin odağında haplar duruyor. Vitaminler ya da uyarıcılar hepsi sentetik bir zamanın bedene kazınan izleri iÅŸte. SaÄŸlıklı yaÅŸam için sıralanan o yemekler, kürler, türlü tarifler içinde unutuluyor; 10 saat çalışma, 2 saat yol, kira, fatura ve kötü yemek için ödenen paralar, yozlaÅŸmış insani iliÅŸkiler, aptallığın iktidarı, gündelik gaddarlık içinde “saÄŸlık” yoktur, sadece hayatta kalınır.

Çünkü neo-liberal sömürgecilik bitti, onun yıkacak özneyi de çürüttü biterken… Geriye savaş kaldı, geriye kitlesel mutsuzluk, bireysel umarsızlık, geriye gösterinin bitimsizliği, hakikatin uzaklığı ve umudun sıcacık hissi kaldı.